23 Ocak 2013 Çarşamba

Hayyam Türk olsaydı


Hayyam rubaileri , uzun yıllar içinde bir çok kez türkçeye çevrilmiştir.Her tercüme eden şair-yazar, kendine yakın gelen değerlere göre bazı rubaileri seçmiştir.Seçilen rubailer ise daha çok şarap ve hayatın anlamsızlığı içerikli rubailer olmuştur.Bazı tasavvuf içerikli zor rubailer ise tam manasıyla çevrilememiş özellikle  okuyucuya çözmesi için manasız bir şekilde bırakılmıştır.
Hayyam rubaiyatının bir görüşe göre, Titanic le beraber buzlu sulara gömülmesinden sonra , mevcut kalan  rubailerin bir çoğunun sahte olduğu ve isimsiz birçok rubainin de  Hayyam'a maledildiği bilinmektedir. Çünkü bunların içinde birbiriyle anlam olarak çelişen , hatta birbirinin tam tersi anlama gelen , bir çok rubai vardır.Bu yüzden şu anda yayınlanmış bine yakın rubaiden , aslında çok azının Hayyam'a ait olduğu  acı bir gerçektir.
1998 yılında Amin Malouf 'un Semerkant romanında çizdiği Hayyam karakterinden sonra , tüm Dünya'da bir Hayyam hayranlığı başlamıştır.Ülkemizde de bu süreçte birçok eski yeni tercüme ortaya çıkmıştır.Bende başlayan Hayyam merakı ise beni o ana kadar basılmış tüm rubaileri incelemeye kadar götürdü ve uzun bir çalışmanın ardından., Hayyam'ın düşünce çizgisini ve hayat görüşünü önplana alarak  , kendi iç sezgimle  sadece 30 rubai seçebildim. Bu  rubaileri de sayısız defa , bir çok tercümeden ve orjinalinden tekrar tekrar okudum.Sonuçta aynı manada , yeniden tercüme ile düzenlediğim 30 türkçe rubai ortaya çıktı. Ana düşüncem "Hayyam Türk olsaydı ve farsça yerine rubaileri türkçe yazsaydı nasıl yazardı ? " fikriydi. Geçen zaman içinde , yine defalarca okuyup, defalarca yeniden düzenlediğim bu 30 rubai içinden ,en sevdiğim 10 tanesini şimdi siz de Şair Çizgisi'nde okuyabilirsiniz.
Rubai formunun büyük ustası ve tasavvuf ehlinin uzak yıldızı Ömer Hayyam'a yıldızlar kadar selam selam.

Ahmet Erkan Köseoğlu 
1998-2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder